Monday, January 18, 2010

Nihat Doğan...


Kendisini ilk kez 1996'da 'Kırdın Kalbimi' adlı şarkısı ile tanımıştık, şangırtı efektleri ile dalmıştı bir anda hayatımıza. Bir ara kendisini 'Varoşların Prensi' ilan ettiğini duydum, bir ara da überseksüelliğe terfi ettiğini. Uzunca bir süre de hangi kanalı açsak TV ekranlarından Seda Sayan ile Nihat Doğan görüntüleri sokuldu gözümüze, bıktırana kadar. Sonra varlığını tam unutmuş, hafızamızdan ismini silmişken geri döndü (artık Return of Jedi mı dersiniz, bir I'll be back durumu mu bilemeyeceğim). Yeni imajıyla ve yeni şarkısıyla, 1071 diye inletiyordu bu sefer de yeri göğü. Hiphop, dans müziği, halay... 32 kısım tekmili birden hepsi aynı şarkıda (Zer Mircan türküsüne de yazık olmuş bu arada).
Geçtiğimiz pazar HaberTürk'ün pazar ilavesinde kendisiyle yapılmış ropörtajı okuyunca anlaşıldı bu eklektik şarkının kaynağı. Meğerse arkadaşın kafası bayağı bir karışıkmış, bu karışıklıkta herhalde müziğine yansımış. Son derece asabi görünüşlü fotoğraflarının eşlik ettiği röportajda neler söylemiş bir bakalım da, yararlanalım biraz bu büyük düşünürün sözlerinden;
- Öncelik sıralamam; maneviyatım, bayrağım, anam, işim ve aşkım. İlk dördünde bir sıkıntı yoksa aşkımız ön plana çıkar. Ama maneviyatıma, bayrağıma laf gelirse, anamın bir sıkıntısı olursa, işim olmazsa önceliğim dördüdür.
- ('Doğru anlaşıldığınızı düşünüyor musunuz?' sorusu üzerine) Bakın Hz. Musa'yı, Hz. İsa'yı, Hz. Muhammed'i herkes anlayamamış. Hangi yetime dayanarak beni herkesin anlamasını bekleyebilirim? Dünyanın karşı konulmaz, yenilmez tek ordusu zamandır. Anlatmak istediklerimizin hepsini 20 sene, 50 sene sonra bugün anlamayanlar anlayacak.
- ('Neden bu kadar sinirlisiniz?' sorusu üzerine) Bugün televizyonlarda haykırdığımdan bahsediliyor. Neden bizi bu dereceye getirdiler? Hrant ne yaptı, biz ne yaptık? Hrant'ın suçu neydi? Bakın, Ermeniler sadık millet ünvanı almışlardı zamanında. Kürtler'e, Ermeniler'e, Türkler'e fitne fesadı soktular. Bir tane mermi, bir tane tokat, bir tane bomba atmadan üç tane kardeşi birbirine kırdırdılar. Sorarım sana, 80 senedir ne var ortada? Sen neye hükmettin? Ulus, üniter devlet anlayışı kardeşi kardeşe kırdırmaktan, ırkçılıktan, iç savaştan başka ne kazandırdı? Cumhuriyet dediğin ne? Dünyada dört, beş tane ülkeden başka kimde var cumhuriyet? Ya var ya yok. Yatıp kalkılıp bu kadar feryat figan edilecek birşey yok. İran da, Libya da cumhuriyet... Önemli olan burada milletin huzurudur.
- ('Dokunsan ağlayacak gibisiniz' denilmesi üzerine) Aşktan bu durumdayım. Artık o kadar ağladım ki ağlayamıyorum. Benim bakabildiğim gözlerle bu memlekete bakabilseydiniz belki siz de gece gündüz ağlardınız.
- ('Sürekli biz diyorsunuz. Kim bu biz?' sorusu üzerine) Ben kendimden 'ben' diye bahsetmem, kibire girer, bu da bizi uçuruma götürür. Biz kibiri ayağımızın altına almışız. Allah diyor ki, 'biz evreni yedi günde yarattık'. Hadiseleri anlatırken hep biz diyor Cenab-ı Allah. Kibir Allah'a yakışır. Ama O bile biz derken ben kimim ki 'benim şovum, benim hayranlarım' diyeceğim.
- ('Sanat camiası apolitik mi sizce?' sorusu üzerine) Türkiye'de bir sanatçının en büyük ideolojisi ideolojisizliktir. Biz, sözde devletini sevip, sizlerin de star diye addettiklerinin memleket meseleleriyle ilgili konuşmalarını bekleriz. Sizin Kenan Doğulu'nuzu bir görelim. Onuncu Yıl Marşı'nı okuyup milyon dolarları cebe indirip askerden kaçmak için elli bin tane dalavere yapmakla olmuyor bu iş! Sizin Tarkan'ınızı da bir görelim. O beyaz Jöntürkler'in starını da görelim, memleket meselesi için iki kelam etsin. Ben askerliğini on ay Tunceli'de yapmış, aylarca sivil insan yüzü görmemiş, çatışmalara girmiş bir insanım. Kimse benden daha milliyetçi olabilir mi? Bu vatan için mermi atmışım ben, mermi! Bana kimse martaval anlatmasın! Fazıl Say Efendi, konuşsana kardeşim. Milyon dolarları kazanıp da Amerikalar'da, Parisler'de yemekle olmaz bu işler.
- ('Savaşınız kiminle?' sorusu üzerine) Bizim savaşımız Mustafa Kemal'in postuna bürünerek milleti ayrıştıranlara... Mustafa Kemal 'köylü milletin efendisidir' diyor. Ama sorarsan, çobanla benim oyum bir değil diyor. Atatürkçü'yüm diyor. E, Atatürk senin dediğini demiyor. Bu memlekette Yalçın Küçük'e sahip çıkıldığı kadar çobanına sahip çıkılmadı. İlhan Selçuk'a sahip çıkıldığı kadar Adnan Menderes'e, Celal Bayar'a sahip çıkılmadı.
- ('Siz kanaat önderliğine soyundunuz ama, herkes size gülüyor' denilmesi üzerine) Bakın, ben bu memleketin meselesinin konuşulduğu yerde kimseyi güldürmem, gitsin başkasının yanında gülsün! Kafalarına soksunlar, Nihat Doğan konuştuğu zaman Türkiye kitlenir ve O'nu dinler. Nihat Doğan bir mesaj verdiği zaman ne demek istediğini sokaktaki halk çok iyi etüd eder.
- Sanatçı Allah'tan bahseder mi diyenlere lafım, ulan Allah senin babanın malı mı, din senin babanın malı mı, sen kimsin deyyus, gerizekalı, yobaz!
Ropörtajda benim iktidarla işim yok deyip bir yandan Tayyip Erdoğan'a selam çakan, 1071 şarkısında açılım ve ak kelimelerini bolca kullanan Nihat Doğan'ı önümüzdeki seçimlerde AKP listelerinden milletvekili adayı olarak görürsek şaşırmayalım. O olmadı, AKP'nin seçim şarkısı belli zaten...
Come on everybody halaya!

No comments:

Yamaha MT-09 Reklam Filmi

Reklam filmi paylaşmak pek alışkanlığım değil, ama muhteşem görüntüler ve Japonya birlikteliğini ıskalayamazdım.