Herhalde Sir Arthur Conan Doyle bile Sherlock Holmes'un bu denli büyük bir fenomen haline geleceğini düşünmemişti bu ünlü dedektif karakterini yaratırken, ama daha o hayattayken bile o kadar büyük bir hayran kitlesi vardı ki Holmes'un, yazarın başka projelere yönelmek için O'nu bir hikayenin sonunda (The Adventure Of The Final Problem, 1893) öldürme girişimi büyük tepkilerle karşılanmış ve Doyle'un geri adım atmasıyla Holmes maceralarına devam etmişti. İlki 1887, sonuncusu 1914 yılında yayınlanmış toplam 56 kısa öykü ve dört romandan müteşekkildir Holmes külliyatı, çoğunlukla da Holmes'un kadim dostu ve çoğu vakada yardımcısı olan Dr. John H. Watson tarafından, birinci ağızdan anlatılır maceralar. Holmes'un zamanı aşan bu büyük etkisinde karakterinin, daha doğrusu karakterindeki tuhaflıkların da büyük payı vardır kuşkusuz; zamanının çoğunu, Londra'da oturduğu, Baker Street Caddesi 221B adresindeki evinde geçirir, haftalarca süren bitkinlik dönemlerinden sonra bir vaka veya hobisi üzerinde inanılmaz bir enerjiyle çalıştığı aktif bir döneme girer, kimya, botanik, anatomi, jeoloji, politika, hukuk, felsefe ve edebiyat konusunda son derece bilgilidir, boks ve eskrim konusunda uzmandır, ayrıca keman çalar, piposu ağzından düşmez, kokain ve morfin bağimlısıdır, sadece kendisine ilginç gelen ve zekasını kullanmasını gerektirecek vakaları alır vb. Aslında vakaları çözmekte kullandığı tekniği basittir, dikkatli bir gözlem ve bu gözlemlerden çıkardığı sonuçları mevcut bilgileri ile olağanüstü mantık süzgecinden geçirip birleştirerek sonuca ulaşır, bu sayede çoğu zaman en içinden çıkılmaz görülen vakaları bile evinden çıkmadan çözebilir.
Bugüne kadar defalarca sinema ve televizyona uyarlanmış, hakkında onlarca araştırma yapılmış, dedektif öykülerinin bu en önemli kahramanı o derece derin bir iz bırakmıştır ki bugün bile aslında gerçek bir kişi olduğuna inanan fanları vardır. Doyle haricinde pekçok yazar da Sherlock Holmes öyküleri yazmıştır, bunların en ilginçleri; Nicholas Meyer'in 'The West End Horror (1976, Holmes, Geeorge Bernard Shaw tarafından tutulur ve Oscar Wilde gibi pekçok ünlü ile karşılaşır)', Loren D. Estleman'ın 'Sherlock Holmes vs. Dracula (1978)' ve Michael Dibdin'in 'The Last Sherlock Holmes Story (1978, Holmes bu hikayede Karındeşen Jack'in bizzat kendisidir)' sayılabilir.
Bugüne kadar defalarca sinema ve televizyona uyarlanmış, hakkında onlarca araştırma yapılmış, dedektif öykülerinin bu en önemli kahramanı o derece derin bir iz bırakmıştır ki bugün bile aslında gerçek bir kişi olduğuna inanan fanları vardır. Doyle haricinde pekçok yazar da Sherlock Holmes öyküleri yazmıştır, bunların en ilginçleri; Nicholas Meyer'in 'The West End Horror (1976, Holmes, Geeorge Bernard Shaw tarafından tutulur ve Oscar Wilde gibi pekçok ünlü ile karşılaşır)', Loren D. Estleman'ın 'Sherlock Holmes vs. Dracula (1978)' ve Michael Dibdin'in 'The Last Sherlock Holmes Story (1978, Holmes bu hikayede Karındeşen Jack'in bizzat kendisidir)' sayılabilir.
İspanyol yazar Radolfo Martinez ise 'Sherlock Holmes y la Sabiduria de los Muertos' orijinal adlı ve Türkçe'ye Sinan Okan tarafından 'Sherlock Holmes ve Ölülerin Bilgeliği' ismiyle çevrilen (İthaki Yayınları) eserinde gerçekliği farklı bir şekilde kurguluyor. Holmes maceralarının aslında Dr. Watson tarafından yazıldığı, Conan Doyle'un ise sadece yayıncı olduğu iddia ediliyor. Hatta ilk öyküde Holmes ve Doyle'u karşı karşıya getiriyor, bu arada Doyle'un Holmes'den hiç hoşlanmadığını, onun yanında sürekli bir gerginliği, rahatsızlığı olduğunu, O'nun zekasından çekindiğini ima ediyor. Kitapta üç öykü mevcut, öykülerin ilk ikisinin ortak özelliği klasik Holmes öykülerine nazaran daha fantastik temalar işlemeleri. İlk öykü 'Ölülerin Bilgeliği'nde Holmes'un yanında ünlü okültist Aleister Crowley, bir Lovecraft (muhtemelen ünlü gotik öyküler yazarı H. P. Lovecraft'ın bir akrabası), dönemin ünlü gizemci tarikatı Altın Şafak gibi pek de iyi bir ünü olmayan karakterler rol alıyor, öykü de aslolarak H. P. Lovecraft'ın yarattığı gizemli kitap Necronomicon'un peşinde geçiyor. Sonuçta işler öyle bir noktaya geliyor ki büyük dedektifimiz bu sefer avını kaçırıyor. 'Ormanın Ötesindeki Topraklardan' adlı öyküde ise düşman çok daha meşhur: Kont Drakula. Bram Stoker'ın ünlü karakteri de Holmes'un zekasından nasibini alıyor. Üçüncü öykü 'Düzenbaz Katil Macerası' ise daha standart bir Holmes öyküsü havasında.
Ben kitabı beğendim, bu yeni bir Holmes macerası okumaya açlığımdan da olabilir, bilemiyorum, ama Martinez'in orijinal Holmes karakterini bu fantastik olayların içine oturturken son derece başarılı olduğunu düşünüyorum. Doyle yazsaydı bu öyküleri aynen böyle olurdu herhalde, tabii bu ifade yazara övgü mü oldu sövgü oldu ondan pek emin değilim. Hele bir Holmes severseniz kaçırmayın derim.
Görünen o ki, Sherlock Holmes'un etkisi daha uzun yıllar devam edecek, insanlar O'nun zekasından, karmaşık kişiliğinden etkilendiği sürece...
Görünen o ki, Sherlock Holmes'un etkisi daha uzun yıllar devam edecek, insanlar O'nun zekasından, karmaşık kişiliğinden etkilendiği sürece...